25 Temmuz 2012 Çarşamba

NIETZSCHE, KUNDERA, YEATS: HAYATI OLUMLAMA DÜŞÜNCESİ

Nietzsche: "Bir tek sevince hiç 'Evet' dediğiniz oldu mu? Ey dostlarım, o zaman her türlü ıstıraba da 'Evet' demişsiniz demektir. Her şey içiçe geçmiş, birbirine tutulmuş, sevdalanmıştır; bir şeyin ikinci kez olmasını dilemişseniz eğer, 'hoşuma gidiyorsun ey mutluluk, yanımda kal bir an!" demişseniz, o zaman her şeyin geri gelmesini istemişsiniz demektir. Her şey yeniden, her şey ebedi olarak, her şey içiçe geçmiş, birbirine tutulmuş, sevdalanmış; ah, işte o zaman, sevdiniz demektir dünyayı! Ebedi olanlar onu ebedi olarak ve her daim severler; ve ıstıraba da dersiniz ki: çekil git, ama sonra geri dön! Çünkü ebediliği ister her sevinç" (Böyle Buyurdu Zerdüşt, Çeviri: Ç. Türkyılmaz).

Kundera: "O halde, ebedi dönüş düşüncesinin, şeyleri bildiğimizden farklı gösteren bir perspektifi gerektirdiği konusunda anlaşalım: Böylesi bir perspektifle bu şeyler, kendi geçici yapılarından kaynaklanan hafifletici nedenler olmadan ortaya çıkarlar. Bu hafifletici nedenler bizim bir yargıya varmamıza engel olurlar. Çünkü, bir şeyi, kısa ömürlü olduğu için, gelip geçici olduğu için nasıl suçlayabiliriz? Ölümün günbatımında her şey bir nostalji havasıyla aydınlanır; giyotin bile!" (Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Çeviri: Ç. Türkyılmaz).

Yeats: "Şu yaşadığımı bir daha yaşamaktan hoşnudum,
           Hoşnudum, hatta bir kez daha...
           Eylemde olsun, düşüncede olsun her olayı
           Kaynağına dek izlemekten.
           Ölçüp biçtim payıma düşeni, kendime bahşettim!
           Ne kadar söküp atarsam içimden pişmanlığı
           O kadar ferahlıyor içim.
           Gülmeliyiz, şarkılar söylemeliyiz
           Her şey kutsuyor bizi işte
           Gördüğüm her şey de kutsanıyor." (A Dialogue of Self and Soul, Çeviri: Ç. Türkyılmaz).