25 Şubat 2012 Cumartesi

Öğrendiğimiz, Hiç Öğrenilemeyecek Olduğudur Yaşamanın...

Şu kirlenmiş karın öğrettiği nedir
bu bulanık akşamüstü?
Ya da yıldızsız onca geceden sonra,
sabahın kötümserliğinde,
içimizdeki sürekli uyanışta
ve şu yokoluşun eşiğinde,
aşktan, bahardan, yürek çarpıntısından
gölgeden belki, hasta odalarından, yalnız çıkılan yolculuklardan...
Öğrendiğimiz nedir
sonraya ertelenişte bırakılmış detaysız anlardan?
Ya da yüreksiz kaçışların berisinde,
zifte bulanmış sessizliklerde,
tutkulu okumalarından örneğin Kafka'nın
öğrendiğimiz nedir?

Lütfen başlığa bakınız!